22 Ekim 2013 Salı

Kurb-an

Bir Kurban Bayramını daha geride bıraktık.
Geçen sene Amerika'da önce Türk öğrencilerle kavurma-pilav-baklava eşliğinde bir bayramlaşma merasimi ile, ertesi gün başka Türklerle güzel bir sabah kahvaltısıyla, öğleden sonra ise Türk arkadaş ve komşularımızla mangal yaparak uzaklarda da olsak bayramı mümkün olduğunca hissetmeye çalışmıştık.
 
Evlerimizin önünde yapılan mangaldan..
Aslında bu yazıyı ele almamı sebebi bu güzel anılara ek olarak Türkiye'den gelmiş bir arkadaşın Amerika'da iken Kurban Bayramı'na olan tepkisini hatırlamam..

Arkadaş dedi:
               - Kurban Bayramı'na karşıyım.
Dedim:
              - Neden?
Arkadaş dedi:
              - Hayvanlara yazık oluyor.
Dedim:
             - Vejeteryan mısın?

Arkadaş dedi:
             - HAYIR.
Dedim:
             - Et yiyorsun yani.

Arkadaş dedi:
             - EVET, et yiyorum.
Dedim:
             -Vejeteryan olup, hiç et yemesen seni biraz anlarım ama hem et yiyip hem Kurban Bayramı'na karşı olmak TUTARSIZLIK değil mi?

Arkadaş dedi:
            - (Gülme hareketi) Ben bunun bayram olarak kutlanmasına da karşıyım.
Dedim:
            - Neden?

Arkadaş dedi:
            - Hayvan keserek bayram yapılmaz. Bu değişecek.
Dedim:
           - Nasıl yani???

Arkadaşın psikolojisinin bozuk olduğuna da daha önceki vakalardan şahit olduğum için vaktimi boşa harcamamak için bir an önce yanından uzaklaşma isteği hissettim.

Uzaklaştım  ama kafamda bir sürü soru. Aslında bu tutarsızlık değil de, saçmalıktan tam bir seçme idi. Hem etini yiyip hem de hayvanın kesilmesine şiddetle karşı çıkmak..?

Sonra kendisi Halloween denilen Cadılar Bayramı'nda, Yılbaşı'nda bol bol hindi pişirdi, et üstüne kurulu yemek davetleri verdi, nasıl kebap pişirilir ders vererek Amerikalılara gösterdi.

Gerçekten de mesele sadece etobur olmakta ya da sadece etobur olmamakta idi.

Evet kesinlikle bir hayvanın kesilmesi naif ruhlara dokunur, herkesin izleyebileceği bir manzara değildir, kaldırmak güçtür ama izlemek gibi bir mecburiyet de yoktur.

Yalnız;

- Bu hayvanları kestirenlerin en azından sizinkine nispeten daha ulvi gayeleri var, esnek olun.
- Bu hayvanlar kesilirken acı çekmiyorlar, rahat olun.
- Her yıl bu kadar hayvan kesiliyor ve doğanın hayvani dengesi bozulmuyorsa, bir döngü var, merak etmeyin.

Ha bir de

Etini afiyetle yiyeceğiniz hayvanın kesilmesine karşı iken, hele hele bunun bayram yapılmasından rahatsız iken,

Her gün Ortadoğu'da onlarca kişi ölür iken ses çıkarmıyorsunuz ya, rahat olmayın,  bu kadar çok enerjiniz varsa, boş işlere değil de gerçeklere harcayın.

Gerçek bir hayvansever olmak için önce gerçek bir insansever olmak gerekir. İnsansever olmayan hayvansever olamaz.

Bir vatandaşın dediği gibi,

Bugün de bir Batılı ölmedi, barış dolu bir gün geçti diye düşünüyorsanız, yazık size..

8 Ekim 2013 Salı

Bir Dostun Evlenmesi

Eylül ayı pek yoğun geçti..
Bir yıl aradan sonra eve hala yerleşme çalışmaları, zihnen Amerika'yı tamamen geride bırakma çalışmaları..
Çok çok değerli arkadaşlarımızla ailecek yemeklerde kahvaltılarda buluşmalarımız, davetlerine icabetlerimiz..
İşyerinde yığılmışlıktan kaynaklanan işlerin üstü üste sözleşmişler gibi yağmaları, bunun verdiği yorgunluk,

Ve en önemlisi çok sevgili dostum Zehra'nın evlenmesi.

Evet Zehra'cığım sonunda bu kutsal yola adım attı.

Aklımız hep Zehra'daydı.. Nihayetinde hayatında verebileceği en isabetli kararın sonunu getirmeye çalışıyordu.

Ama bir boşluk vardı sanki, arkadaşlar arası kına gecesi: Zehra'nın kına gecesi yapamayacak olması bizi hemen harekete geçirdi, arkadaşımızı kına gecesiz göndermek olmazdı.

Göküm ile beraber küçük bir organizasyon planladık, bu plana uyarken, sağolsun can dostum olayın büyük kısmını yüklendi.

İlk önce kına gecesi için gün belirlendi, bunun için herkesden teyid alındı.
Kına günü kullanılacak kına malzemeleri alım işini Göküm üstlendi.
İkramlar paylaşıldı.
Müzik işlerini Gökçe ve Özleme verdik.
Misafirlerin çağrılması işi de biraz onlara kaldı.

Ben evi temizleyip pasta ve kuruyemiş almaktan başka bişey yapmamışım :)

İş çıkışı Gökü malzemelerle arabaya yükledik, yoldan da Özlem'i attık arabaya, kalan birkaç eksiği de tamamlayıp, eve varır varmaz, son hazırlıklarımız yapıp beklemeye koyulduk..

Misafirlerimizin gelmesiyle minik şölenimiz başladı.

Tabi aç ayı oynamaz misali önce karnımız doyurup, başladık:

Oyun havaları, halaylar..

Damat halayı olmadan olmaz
http://www.youtube.com/watch?v=Pk_QXqxtCmo

ordan burdan derken sıra geldi kına yakmaya;
Yüksek yüksek tepelere olmazdan hiç olmaz..
http://www.youtube.com/watch?v=vRmUWYrd4f8

Elimizde döndürüp durduğumuz kına tepsisi

 Gelinin kına yakılmış eli
 
Kınadan sonra ele takılan altı pamuklu band

Zehracığım
 
Kına diğer güruha yakılmaya devam edilirken
Etken: Özlem
Edilgen: Özlem
 
Kadrajı ayarlanamamış bir pasta fotosu :)
 
Kınadan iki gün sonra düğün olunca, tüm haftanın yorgunluğunu unutup, tatlı güzel bir telaşla biz bayanlar yine toplanıp önce kuaföre sonra da çok sevgili arkadaşımızın mutlu gününde yanında olmak üzere Harikalar Diyarı'na doğru yol aldık. Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik derken Salonu bulup oturacak bir yer beğenmemizle, güzel planlanıp gerçekleştirilen bir organizasyon sayesinde sanki bir düğünü izliyor gibi olduk :) hiç bir sorun yaşamadan, gayet düzenli hoş bir düğün eşiliğinde çok değerli arkadaşımızı bekarlar grubundan evliler grubuna transfer ettik.
 
Zehracığım inşallah bir ömür boyu çok mesut olur, bunu gerçekten hak ediyor. Darısı çok sevgili diğer  bekar arkadaşlarıma..

Bir zamanlar sadece arkadaşlar arasında olacak şekilde çok değerli sevdiklerim de benim kına gecesi organizasyonumu üstlenmişlerdi ve gerçekten inanılmaz derecede güzel hazırlık yapmışlardı. Ben eve sadece misafir olarak gitmiştim. Onlara bu anlamda hiç bir zaman layık oldukları teşekkürü edemedim ama hiç bir zaman da unutmadım. İyi ki yapmışlar, çok güzel anı olarak kaldı bende.