2 Ocak 2017 Pazartesi

Sizin Gıdanız Bu


Her gün ama her gün ilk uyandığımda istisnasız sabah yataktan kalkmadan cep telefonundan haberlere bakıyorum. Ben uyurken acaba gece herhangi bir katliam oldu mu, bir yerlere yine ateş düştü mü, yine masum insanlar öldü mü diye.


Kahretsin ki yeni yıla da böyle uyandım.

Peki sorumlular kim? Yani asıl hesap vermesi gerekenler ne yapıyor?

İşte şunun gibi şeyleri söylüyorlar:

"
Terörü ve teröristleri tüm kalbimle lanetliyorum
Terör saldırısını şiddetle kınıyorum
Terörün belini kırdık
Bıçak kemiğe dayandı
Kimse bizi yıldıramaz
Kimse Türkiyenin gücünü test etmeye kalkmasın
Bu kirli oyuna asla geçit vermeyeceğiz
Başarımızı çekemeyen dış mihraklar ülkeyi kaosa sürüklüyor
Milletimiz bu oyunu da bozacak
Terörün çirkin yüzüne bir kez daha şahit olduk
Geleceğimize kast eden hiç bir saldırı başarılı olamayacaktır
Terör bizi yıldıramaz
Terörle mücadelede önemli bir yol katettik
Terör ve benzeri belaların üstesinden hep beraber geleceğiz
Terörle mücadelede kararlılığımız devam edecek
.....
.....
"

Siz bu masalları anlatmaya devam edin, nasıl olsa birilerini çok güzel uyutuyorsunuz.

Bu arada ülkenin evlatlarını, yetişmiş değerli insanlarını fişleyip, delilsiz, sorgusuz, sualsiz parmaklıklar ardına gönderip, hatta gözaltında türlü işkencelerinizden de geri kalmıyorsunuz. Sizin tek derdiniz sizi desteklemeyenlerin varlığı. Sizi desteklemiyorsa o bir vatan hainidir, teröristtir, başka delile gerek yoktur.

Bu arada bol bol milleti birbirine düşürün, insanları ayrıştırın, kendine "medya" diyen holdinglerinizle, kendine "diyanet" diyen emir erlerinizle muhalifleri hedef gösterin, hain ilan edin. Herkesin yediğine, içtiğine, giydiğine,okuduğuna, inancına, kutlamasına, eğlencesine karışın..Karışın ki hedef gösterin, karışın ki ayrıştırın, karışın ki milleti bölmekten geri kalmayın.

Çünkü bölücülük, ayrımcılık, kin ve nefret sizin gıdanız. Çünkü siz busunuz.

1 Ocak 2016 Cuma

Ne Gelmiş? Yeni Yıl Mı Gelmiş?

Yılın ilk gününe merhaba,

Bu merhabalar hep buruk, hep üzüntü yüklü.

2015 gitmiş, ne götürmüş? Benden çok şey götürdü, umut, sevinç, dilek..

Ülkeden ise çok şey aldı, gitti.

Adaleti aldı.
İnsafı aldı.
Anlayışı aldı.
Paylaşmayı aldı.
Hakkı hukuku aldı.
Mantığı aldı.
Bilgiyi aldı.
Kardeşliği aldı.
Karakteri aldı.
Özgürlüğü aldı.
Yaşamı aldı.

Yani;

İnsanlığı aldı gitti.

Her yerde acı var, her yerde..

2016'dan kendi adıma hiçbir beklentim, hiçbir umudum da yok.

Sadece bu yıl temiz, masum, güzel insanların vicdansız, doyumsuz, kin ve nefret yüklü, hırs ve ego bataklığında olanların  kötü muamelelerine maruz kalmamasını diliyorum Allah'tan.




20 Aralık 2015 Pazar

Sözün Özü

Neredeyse 1 yıldır yazmamışım. Düzenli yazmayı da yaklaşık 2 yıl önce bırakmışım. Her gün olmasa da çoğu zaman bunu mutlaka blogda yazmalıyım ve kayıt altına almalıyım diye düşündüğüm çok şey oldu.

Çok gezdim, çok gördüm, çok ağladım, çok güldüm, çok kızdım, çok duruldum. Çok okudum, ama yazmadım, yazamadım.

Bu son yaklaşık 1,5 yılda çok dalgalanmışım.

Her daim aklımda Amerika kaldı, oradaki basit ve stressiz hayatı çok özledim. Yeni insanlarla tanışma, yeni yerler görme heyecanı, hep daha neler kazanabilirim enerjisi. Küçücük dertlerimiz vardı. Helal gıdayı nereden bulabiliriz? Hoca bu konuyu işlerken şu cümleyle neyi kastetti? Tavandaki sincaplar ne zaman susacak? Ehliyet nasıl alınır? Yine mi otopark cezası? Spor yaparken Amerikalılar neden bu kadar çok koşuyor?

Türkiye'ye döndük.. kocaman kocaman problemlerle herkes gibi baş başaydık.

Doğamız yok ediliyor, tarihimiz katlediliyor, insanlarımız öldürülüyor..

Hakkı hukuku kim bulmuş da biz kaybetmişiz?

Haberleri okumaya korkan bir ülke olduk. Ya da vicdanlı insanlar için böyleydi. Çünkü bazı insanlar için hiçbir problemimiz yoktu.

Hemen her gün kadınlar sokak ortasında hunharca katledilirken onlar için problem yoktu..

Bir yandan çocukların beyni şiddetle yoğrulurken, bir yandan bonzai illetiyle gençler ölürken, bir yandan küçük çocuklar kaçırılırken onlar için problem yoktu..

Trafikte yer verme kavgasından bile insanlar birbirini darp ederken, vururken onlar için problem yoktu..

Hemen her gün denetimsizlik yüzünden toplu ölümlerin olduğu kazalar yaşanırken onlar için problem yoktu..

Ülkede ortalama her gün 3 işçi tedbirsizlik yüzünden hayatını kaybederken ve çocuklar babasız, hanımlar eşsiz kalırken onlar için problem yoktu..

Başkentimizin göbeğinde yüz küsur kişi bombayla katledilirken, aynı dünya görüşünde olmadıklarından dolayı onlar için problem yoktu..

Doğamız her geçen gün katledilirken, ülke, biçimsiz kirli beton yığınağına dönüşürken, inşaat rantçıları kazançlarına kazanç katarken onlar için problem yoktu..

Tarihi eserlerimiz bir bir beceriksiz insanlarca tahrip edilirken onlar için problem yoktu..

Hele hele işlenen hukuki cinayetleri... sayamıyorum.. onları saymaya sayfalar yetmez.

Bunların aslında hiçbirini yazmaya gerek yok..

Problem şu ki:

Birisi bir şeye siyah derse onlar için siyahtan da siyah, birisi beyaz derse onlar için beyazdan da beyaz.

Sorgulama yeteneğini kaybetmiş, her şeye ve herkese at gözlüğü ile bakan, medeni anlamda hak hukuk kavramını zaten yitirmiş ama Allah karşısında nasıl hesap vereceğini düşünmeyen çok büyük bir grup varsa, pek yapacak bir şey yok..

Sözün özü: Bir ülkede hukuk, din ve medya, siyasetin emrindeyse o ülke çürümeye başlamış demektir.

Allah hepimize basiret ve bu ülkeye de huzurlu bir gelecek nasip etsin.

6 Ocak 2015 Salı

Dönemin Tek Beyaz'ı

Allah'ım ne kadar lütufkarsın.. Sabah bizleri bu manzara ile karşılaştırdın, üstünde yürüme imkanı verdin.. Gönlümüze doldun..




28 Mart 2014 Cuma

İnsaf

İnsaf, insaf, insaf..

Bizim kaybettiğimiz buymuş. Gerisi lafügüzafmış..

27 Şubat 2014 Perşembe

Az Mı Besledik Sizi?

Ahh Amerika, ahh California, ahh Davis, ahh Solano..

Çok özleniyorsunuz.. Hele siz tatlı misafirlerimiz kuşlar.. Az mı besledik sizi?




 

3 Şubat 2014 Pazartesi

Bir Sevdiğinizin Yaşadığını Öğrenmek Nedir Bilir Misiniz?

İşte aylar sonra bir e-postayla bunu yaşadım. Kendisinden neredeyse 10 aydır haber alamadığım Uygur Türkü arkadaşımdan "ben iyiyim" mesajı almak beni herhalde havalara uçurdu.

Son zamanlarda Çin'de Uygurlara yapılan zulümleri okudukça yüreğime ateşler düşerken, bu mesaj sanırım benim için şimdiye kadar aldığım en anlamlı e-postaydı. Ve bana kısaca İngilizce yazıştığımız ve İngilizce anlaştığımız için demiş ki, "Bir gün Türkçe öğreneceğim ve ilk konuşacağım kişi sen olacaksın." Sen yeter ki bana iyiyim de, hangi dilde olduğunun önemi yok şu an...

Elim kolum bağlı, yutkunmaktan başka yaptığım bir şey yok ki benim.

Umutsuzluk bitirmesin günleri, belki bir gün gerçekten güzel günlerin başlangıcı olur.
Belki bir gün insanların haksız yere öldüğü günlerin bitiş günü olur.
Belki bir gün kimsesizlerin kimsesi olur.
Belki birgün herkes bütün dünya için birlik olur.
Ve belki bir gün kimse ağlamaz.

İşte o gün bu dünyanın son günü mü olur?

 
 
Güzel arkadaşım için yazdığım ilk yazıydy bu:
http://necabuk.blogspot.com.tr/2012/12/bir-uygur-turkuyle-kahvalt.html
 

23 Ocak 2014 Perşembe

Mod: Kıraç

Sabah işyerinde uyanmak için şu sıralar Kıraç takılmaktayım.

Kendisinin şu RRR leri dillendirirken bir ana geri dönemeyecekmiş o R'de takılıp kalacakmış hissine kapılsam da devam ediyorum. Çok dayanmaz bana..

http://www.youtube.com/watch?v=38BQtZFNN1c

https://www.youtube.com/watch?v=lJWxNGlYUHU

etc, vs, vb, vd..

Sabah sabah bunları görerek uyanabilmek de ne güzel olurdu, ah ne güzel..


 

12 Ocak 2014 Pazar

Çıkıp Gitseniz

Ne çok gereksiz var ..

Bir çıkıp gitseniz hayatımızdan, bir çıkıp gitseniz de bir rahat nefes alsak..

Zamanında çıkarmadıklarım, evet hatalıyım,

Zamanında çıkardıklarım, keşke daha önce çıkarsaymışım...

Değer verdiklerim, değmezmişsiniz..

Değer vermediklerim, evet siz hiç değmezmişsiniz..

Benim de, sevdiklerimin hayatından da bir çıkıp gidin..

Ya da bu ülkeden çıkıp gitsem,  daha güzel olacak..