Road to Hana'dan sonra dünyadaki nadir manzaralardan birini daha seyir vakti gelmişti. Haleakala Volkanik Krateri civarındaki Haleakala National Park'ta gün doğumunu izlemek..
Balina gözlemi için sabah 6.00 yola çıkmış olmak, bir aktivite nedeniyle benim için en erken yola çıkış saatiyken, bu sefer bu rekoru daha da geliştirerek saat 7 civarı olacak olan gün doğumunu izlemek için gece saat 4.45 te yola çıkıyorduk. O saatlerde bile trafik pek fena değildi.
Gideceğimiz mekan için Davis'te araştırma yapmış olduğumdan ne kadar soğuk olduğu konusunda her gidenden yeterince uyarı almıştım. Hawaii gündüz vakti yaz sıcaklığında ama bizim gideceğimiz yer için sıkıca giyinilmesi ve battaniye götürülmesi tavsiyesinde bulunuluyordu. Buna göre gerekli kışlık takviyeler ile gelmiştik Hawaii'ye. Ben kaç kat giyindiğimi bilmiyorum ama dolapta hırka adına ne varsa giydim gibi hatırlıyorum..
Parka girdikten sonra arka arkaya 8-10 araba dağa doğru tırmanmaya başladık. Gün doğumundan önce orada olacağımızdan emindim ve yine aynı yanlış tahminde bulunmuştum yani en erken gelenlerden biriyizdir yanlış tahminine. Biz arabaların park yerine vardığımızda en az 50-60 araba oradaydı, neredeyse koca alanda park edecek yer kalmamıştı ve insanlar gelmeye devam ediyordu. Arabayı park ettikten sonra dağın tepesine doğru biraz yürümemiz gerekiyordu. Şöyle bir kafamı dağa doğru kaldırdığımda bir çok fener ışığını hareket halinde gördüm. İnsanlar fenerlerini kapmış çoktan o karanlıkta yollara düşmüşlerdi. Son noktaya ulaşmış olanlar da az çok farkediliyordu.
Dağa tırmanırken çok yüksekte olmamızdan dolayı biraz zorlandım, hava basıncının düşmesiyle nefes nefese kalsak da hiç durmadan devam ettik.
En nihayetinde zirveye ulaşmıştık. Bulutlar bizim bulunduğumuz seviyenin altındaydı. Hava kapkaranlık, soğuk kırıcıydı. Havanın aydınlanmasını beklerken herkes gibi ben de o dondurcu soğuğa karşı çeşitli hareketler yaptım. Isınmanın en kestirme yolu o an için egzersiz yapmaktı.
Güneşin o ilk kızıllığı hafifleşirken ışığın görüntüsü yansıdığı yere göre farklılaşıyordu.
Yaklaşık 45 dk. sonra güneş o harika gösterisine başladı. Doğması da batışları gibi hızlı oldu.
Bu doğum gerçekleşirken deklanşör sesleri de kesilmedi. Biz dağın tepesinde, güneş bulutların tepesindeydi..
Güneş çıkınca rüzgar daha da hiddetlendi.. Estikçe esiyordu.. Ben teçhizatlı geldiğimden çok üşümesem de, yeteri kadar hazırlık yapmayanlar fazlaca üşüdüler.
Battaniye ile gelenler vardı
Püfür püfür
Bazı insanlar gün doğumundan hemen sonra aşağıya inseler de biz o görüntüyü uzun süre bırakamadık.
Millet yukardan bulutları seyrederken
Geriye kalanlardan
Haleakala National Park hakkında çeşitli bilgilendirilmelerin yapıldığı ziyaretçi merkezi ile park yeri
Güneş 7 gibi doğdu ama biz oradan 8.30 civarı ancak ayrılabildik. Bu eşsiz manzarayı bırakmak kolay olmadı..
Neden bu kadar üşüdük peki? Hawaii tropikal iklim kuşağı denen sıcak iklim kuşağında. Biz Haleakalaya tırmanırken tropikal iklim kuşağından ortada bulunan ılıman kuşağına, dağın tepesinde de kutup kuşağına geçmişiz. Hava basıncı da deniz seviyesine göre oldukça düşük olduğundan nefes almakta zorlandık.
Bir diğer olay da güneş ışınlarının bu tepe noktalarda daha yakıcı olmasından gözlerinizi koruyun, bol su için gibi ibarelerin ziyaretçi merkezinde yer almasıydı, ama neredeyse kimsede gözlük yoktu. Herkes o güzelliği çıplak gözle izlemek istemişti ya da bu durumdan haberleri yoktu. O soğukta kimse de suyu düşünmemiştir diye tahmin ediyorum.
Bir diğer olay da güneş ışınlarının bu tepe noktalarda daha yakıcı olmasından gözlerinizi koruyun, bol su için gibi ibarelerin ziyaretçi merkezinde yer almasıydı, ama neredeyse kimsede gözlük yoktu. Herkes o güzelliği çıplak gözle izlemek istemişti ya da bu durumdan haberleri yoktu. O soğukta kimse de suyu düşünmemiştir diye tahmin ediyorum.