10 Şubat 2013 Pazar

Hawaii - 12 - Genel Bakış ve Son Bir Kaç Hatırayla Kapanış

Road To Hana'dan

Hawaii Amerika'nın 50. eyaleti. İrili ufaklı 18 ada, büyükçe 4 adadan oluşuyor, başkenti Honolulu Oahu adasında. Adalar arası mesafe haritadan yakın gibi gözükse de gemiyle seyahat oldukça uzun sürüyor ve zaman sıkıntısı olanlar uçakla seyahatı tercih ediyor. Hawaii Adaları dünyada anakara'ya en uzak adalar grubu olarak biliniyor, Pasifik Okyanusu'nun ortasında Amerika'ya 3700 km, Japonya'ya ise 6500 km mesafede. Büyük Ada'daki aktif volkanik dağının denize dökülüp soğuyan lavlarından dolayı adanın yüzölçümü artmaya devam ediyor. (Bu olay uzun zaman alsa da)

Hawaii Amerika'nın himayesine 1898 yılında giriyor ve 1959'de yapılan bir referanum sonucu Amerika'nın 50. ve sonuncu eyaleti oluyor. Aynı zamanda ada olan tek eyaleti. Amerika'nın dünyada el atmadığı yer olduğunu düşününce bu bilgiler insanı şaşırtmıyor. Bu arada babası Kenyalı olan Barack Obama Hawaii Honolulu doğumlu.

Hawaii muhteşem doğasıyla, ünlü bazı filmlere ve sinemalara da ev sahipliği yapmış. Karayip Korsanları, Jurassic Park, Lost dizisi gibi yapımların çekimleri Hawaii adalarında gerçekleştirilmiş.
Banyan Ağacı

Adalardan Oahu adasının bir diğer özelliği ise Pearl Harbor'un burada yer alması. Japonya 1941 yılında adada bulunan Amerika'nın Pearl Harbor askeri üssüne saldırıp, donanmasının önemli kayıplar vermesine sebep olmuş. Bu olayın Amerika'yı 2. dünya savaşına yönelttiği söyleniyor. (Tarihin en kanlı savaşı olan ve 70 milyonun insanın ölümüyle sonuçlanan 2. Dünya Savaşı sonucunda Amerika dünyanın süper gücü oldu.)

Hawaii aynı zamanda Amerika'nın kahve üreten tek eyaleti. Bizim gittiğimiz Maui adası ise şeker kamışı konusunda önde gelen merkezlerden. Starbucks'ın şekerleri Maui'den. Adaya dünyanın bir çok ülkesinden şeker kamışı tarlalarına işçilik yapmaya gelenler olmuş ve sonra oraya yerleşmişler. Bu arada şeker kamışı tropikal bölgelerde yetişiyor ve şeker üretimi açısından şeker pancarına göre dünya piyasasında 3 katı büyüklüğe sahip.
Kula Botanik Bahçesi'nden

Hawaii aynı zamanda ananas sektöründe bir zamanlar dünya birincisi iken, şimdilerde en önemli üreticilerinden. Maui adasında da Maui altını diye satılıyor.

Gelelim diline. Maui'yi ilk indiğimizde isimler hemen dikkatimizi çekmişti. Bir çok sesli harf yanyana gelmiş, kelimeleri okumaya çalışırken tekerleme okuyor gibi zorlanmıştık. Waianapanana State Park gibi.. Sonradan öğrendiğimize göre Hawaii dili 12 harften oluşuyor. Tabi bunların 5'ini sesli harf oluşturunca alışık olmadığımız bir manzara çıkıyor karşımıza. Bu arada, adada genel olarak İngilizce konuşuluyor. Hawaii Amerika'nın himayesine girdiğinden 1950 senesine kadarki zaman diliminde, ada okullarında kendi dilleri yasaklanmış. Sonrasında da karışık bir dil çıkmış ortaya. Bunda adaya gelen misyonerlerin de etkisi var.

İnsanlarından bahsetmek gerekirse; Hawaii'nin yerlileri hemen kendilerini belli ediyor. Tip olarak Asya ile Pakistan karışımı gibiler. Hem çekik gözlüler ama Japon ya da Çinlilerden çok daha farklı yapıda, hem de oldukça esmerler. Türkler gibi cana yakın insanlar olduğunu söyleyebilirim.

Adada Türkiye'den olduğumuzu söylediğimizde bizi büyük bir içtenlikle karşıladılar. Markette Türk olduğumuzu söylediğimiz zaman Maui'li birisi gelip bizimle tanışmak istedi. Bu manzara Amerika'nın anakarasında şimdiye kadar karşılaşmadığımız, belki de karşılaşmayacağımız bir manzaraydı. Maui'de sahilde denizi seyrederken tanıştığımız bir çift geçen sene Türkiye'ye üç haftalığına gezmeye gitmişler ve Türkiye'yi çok beğenmişler. İmkan olsa şu an gitmeye hazırız dediler.

Ufak tefek bir şeyler satın aldığımız bir hediyelik eşya satıcısının sahibi Türk olduğumuzu söylediğimizde bize çok ilgi gösterdi. Kendisi Amerikan ama Filistin'de uzun yıllar yaşamış.

Honolulu Havaalanında güvenlik taramasından geçerken bize sert sert "Geç, bırak" diye seslenen güvenlik görevlisi bayan, elimizde Türkiye pasaportunu görünce bize Türk müsünüz diye sordu, yanıtımız karşısında yüz ifadesi 180 derece değişti ve şefkatli bir teyze formatına girerek bizi de çok sevindirdi. Kendisi Bulgarmış. Bize Türklerle Bulgarların kuzen olduğunu söyledi, az kalsın sarılacaktı. "Çok selam, çok selam" Türkçe sözleriyle bizi uğurlarken Sacramento uçağına binişimizde bizde hoş bir anı da bıraktı. Daha bunun gibi çok defalar Türk olduğumuzu söylediğimizde karşılaştığımız güzel tepkilerle geziyi tamamladık.

Son olarak benden dinamik 77 yaşındaki Türkçe öğrencim Phyliss'in bana bahsettiği bir sanatçıyla Hawaii gezi notlarını sonlandırayım. Hawaii'nin yerli sanatçılarından Cyril Pahunui, Hawaii müziğiyle..

Hiç yorum yok: