Amerika'da "native speaker" dediğimiz yani anadilleri İngilizce olan insanlarla görüşüp arkadaş olmak, hele hele kendi yaş grubundan olanlarla bunu sağlamak benim konumumda olan bir insan için neredeyse imkansız gibi birşey. Çünkü onlarla paylaşabileceğim ortam yok.
Zaten çok da eksikliğini hissetmiyorum. Zira conversation partnerlerim olan American-Korean Victoria ile American-Vietnamese Diane'le neredeyse her hafta görüşüp konuşuyorum. Bir de Türkçe öğrencim çok değerli Phyliss hanım var..Ve onlarla her konuyu konuşabilmekten çok memnunum.
Bu güzel insanlara ek olarak bir başka güzel arkadaşım daha var, Joan. Kendisi ellili yaşlarda bir Amerikalı. Ara sıra buluşup saatlerce konuşabilme yeteneğine karşılıklı sahip olabilmemizin yanında beraber kütüphaneye, müzedeki etkinliklere gitmişliğimiz de var. Çok hoş vakit geçirebildiğim birisi..
Kendisini çarşamba günü kahvaltıya çağırdım. Elinde bir güzel vazo ile çıkageldi.
Bu tür hediyeleri saklama gibi bir özelliğim olduğu için tereddütsüz bunu Türkiye'ye götürmeyi düşünüyorum. Yalnız bu vazoda özel olan bahçesindeki ilk gülü bana getirmiş olmasıydı. Benim gibi büyük şeyler karşısında bazen tepkisiz kalabilip, küçük şeyler karşısında havalara uçabilen birisi için çok güzel bir hediye idi.
Asıl sürprizi ertesi gün aldım. Bana teşekkür etmek için bir kart göndermiş.
Dijitalleşme dünyasında, arkadaşlıkların da iyice sanallaşıp ve hal hatır sorup gönül almanın, gönül vermenin artık parmak ucu dokunmaya kaldığı ve kalpten neredeyse gitgide uzaklaştığı bu günlerde bu kart benim için gerçekten anlam taşıyor..
Zaten çok da eksikliğini hissetmiyorum. Zira conversation partnerlerim olan American-Korean Victoria ile American-Vietnamese Diane'le neredeyse her hafta görüşüp konuşuyorum. Bir de Türkçe öğrencim çok değerli Phyliss hanım var..Ve onlarla her konuyu konuşabilmekten çok memnunum.
Bu güzel insanlara ek olarak bir başka güzel arkadaşım daha var, Joan. Kendisi ellili yaşlarda bir Amerikalı. Ara sıra buluşup saatlerce konuşabilme yeteneğine karşılıklı sahip olabilmemizin yanında beraber kütüphaneye, müzedeki etkinliklere gitmişliğimiz de var. Çok hoş vakit geçirebildiğim birisi..
Kendisini çarşamba günü kahvaltıya çağırdım. Elinde bir güzel vazo ile çıkageldi.
Bu tür hediyeleri saklama gibi bir özelliğim olduğu için tereddütsüz bunu Türkiye'ye götürmeyi düşünüyorum. Yalnız bu vazoda özel olan bahçesindeki ilk gülü bana getirmiş olmasıydı. Benim gibi büyük şeyler karşısında bazen tepkisiz kalabilip, küçük şeyler karşısında havalara uçabilen birisi için çok güzel bir hediye idi.
Asıl sürprizi ertesi gün aldım. Bana teşekkür etmek için bir kart göndermiş.
Dijitalleşme dünyasında, arkadaşlıkların da iyice sanallaşıp ve hal hatır sorup gönül almanın, gönül vermenin artık parmak ucu dokunmaya kaldığı ve kalpten neredeyse gitgide uzaklaştığı bu günlerde bu kart benim için gerçekten anlam taşıyor..
El yazısı ile duygular..Ne kadar güzel..
Bu güzel anımı da burada paylaşarak bir nevi kalıcılık sağlamak istedim.
Teşekkür ederim Joan
Dear Joan, it is very kind of you. Good suprise to me, thank you..
Dear Joan, it is very kind of you. Good suprise to me, thank you..
2 yorum:
çok güzel çok ince..son zamanlarda pek bakamıyordum bloğuna şimdi baktım bakar bakmaz gıpta ettim yani şurdan bi nazar edecem tee oralarda hissedecen diye korkuyorum :) neyse ben maşallah diyim geçirdiğin güzel zamanlara tanıdığın güzel insanlara..Allah bin bereket versin :))
Ayıp ettin, sizlerin nazarı değer mi hiç :)
Yorum Gönder