Geçen hafta Halloween haftasıydı. Bizim tabirimizle cadılar bayramı. Bu ay evlerin önü kabaklarla süslendi, marketlerde kabak reyonları boy gösterdi.
Ekim ayı boyunca insanları değişik kıyafetlerle yollarda sokaklarda sıkça görsek de özellikle son gün olan 31 Ekim'de insanlar kostümleri ile dışarıya fırlamışlardı. İnanışlarına göre hasat bitimi diye kabul ettikleri 31 Ekim'de ölü ruhlar kendilerine beden aramak için yeryüzüne iniyormuş. İnsanlar da ruhları korkutup kendilerinden beden istememeleri için de kostüm giyiyorlar.
Ben iki arkadaşla öğleden sonra Davis'in çarşısına gittim. Gittiğimiz saatler çocukların kostümlerini giyip dolaştıkları aynı zamanda da şeker topladıkları saatlerdi. Çocuklarla beraber yetişkinler de giymişlerdi kostümlerini. Bakalım ölülerin ruhlarını yeterince korkutabilmişler mi?
Çocukların şehir merkezine inmeleri ve şeker için kapıları çalma manzaraları..
Bazı Amerikalılar gerçekten ölü ruhların geleceğine şu anda inanmasalar da eğlence olsun diye bu tür kostümleri giymekten hoşlanıyorlar.
Bu Halloweende bir de "Trick or Treat" denilen bir adet var. Çocuklar şeker toplamak için kapıları çaldıklarında eğer şeker vermezseniz size su tabacasıyla su sıkma ya da sizin beklemediğiniz bir eşşek şakası yapma gibi bir durumları olabilir. Çalacakları kapılar belli. Şehir merkezinde gezerken de çocuklar bu turuncu kağıtların asılı olduğu işyerlerinin kapısını çaldılar.
Evet kapıda bu yazı asılıysa kapıyı çalma haklarına sahipler. Biz de bu "Kapımız şeker isteyenlere açık" ibaresini astık. Oturduğumuz sitenin sakinlerinden, yağan yağmura rağmen, bizim kapıya da gelen çocuklar oldu. Hepsine daha önce hazırladığımız şekerlerden verdik. Çocukların içinde elinde kumbaralarla "Unicef" e bağış yapmak ister misiniz sorusunu soranlar da vardı. Çocukların bu yaşlarda bu tür yardım faaliyetlerine alıştırılmaları güzel bir olay.
Gelelim seçimlere;
6 Kasım'da Başkanlık seçimleri vardı. Seçim Salı gününe denk geldi, daha doğrusu Kasım ayının ilk Salı günü her zaman seçim günü..
Tüm conversation gruplarında seçimler günlerce konuşuldu. Şimdi burada ABD'nin yönetim biçiminden bahsetmeyeceğim.. Ben Romney'e oy verecek herhangi bir Amerikalı ile konuşmadım. Ya da konuştuklarımın hepsi Obama taraftarıydı. Gençler Obama'dan yana, yaşlılar Romney'den yana gibi istatistik çıktı zaten.
Oy kullanma sistemlerindeki en garipsediğim olay mektupla oy kullanma işlemi. Bir hafta önce mektupla oy kullanabiliyorsun. Benimle birlikte diğer ülkelerden arkadaşlar da buna şaşırdılar. Bir de oy kullanmak için gidip özellikle kayıt yaptırmak gerekiyor. Yani bizdeki gibi varsayılan modda kayıtlı değilsin. Kayıt yapılırken işaretlemek zorunda olmamakla birlikte hangi partiye oy vereceğini soruyorlar. Söylediklerine göre buradaki amaç, önceden istatistik çıkarmak. Seçim sonucu birçok kişinin tahmin ettiği gibi Obama'dan yana oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder