26 Kasım 2012 Pazartesi

İkinci San Francisco Gezisi

Arkadaşlarımızla beraber gerçekleştirdiğimiz ilk San Francisco gezimizi yazamadım ama ikinci gezi için gittiğimiz yerlerin hatırasını unutmamak adına yazmaya karar verdim.
 
Sabah saat 7.00 de Davis'ten Mill Valley denilen yere doğru yola çıktık. İlk durduğumuz yerde Amerika'da çok alıştığım örümceklerden ve tabi kocaman ağlarından biri daha vardı.

Henüz Mill Valley'e gelmedik ama sokaklar güzel ve sakindi.

Bizim hedefimiz red woods denilen dev kızıl ağaçların olduğu Muir Woods National Park'tı.
Sabah saat 9'a gelirken vardığımız bu yerde otoparkın doluluğu gayet fazlaydı. Parka girince dev ağaçlar karşıladı bizi.

Ağaçlar o kadar büyüktü ki, tepelerini göremiyorduk. Orman biraz karanlık gibiydi ve nem oranı da oldukça yüksekti.

Dışarısı normalde bahar havasındayken burası oldukça soğuktu. Yaz için çok iyi bir spor mekanı olabilir diye düşündük ki insanların bazıları buraya koşu yapmaya gelmişlerdi.

Ağaçların büyüklüğü yanında insanın tepesine düşecekmiş gibi duran bu ağaç da insanların ilgisini çeken noktalardan biriydi. Bu ağaç karşıdaki ağacın dallarının kucağına düşmüş. Nasıl olduğunu anlamak zor.

Buradaki bazı ağaçların gövdeleri nemli idi, güneş ışınlarının düştüğü yerlerde nemin buharlaştığını da görmek de zor olmadı.
 Güneşle birlikte buharın yüzü gayet belliydi

 
 Mantar olmadan olmaz
 
 Kızıl ağaçlardan başka birki örtüsü çeşitlenmese de çeşit çeşit mantarlar her yerde kendini gösteriyordu.
 
Ormanda yaklaşık 2 saat vakit geçirmek bana yetmedi ama önümüzde gezilecek çok nokta olduğundan bir sınır koymak gerekiyordu.
 
Red Woods'dan sonra San Francisco'ya vardık. Amacımız San Francisco'nun şehir merkezine girmeden Golden Gate'i farklı yerlerden izlemekti. Hedef noktaları olarak belirlediğimiz noktalar sırasıyla şunlardı:
 
1.Point Bonita LightHouse, Sausalito
2.Golden Gate Overlook, Crossection Of Merchand Road and Lincoln Blvd
3.Fort Point National Historiz Site, Marine Dr
4.Baker Beach, Lincoln, Bowley
5.Lands End Trail
6.Eagle Point Labyrinth
7.Cliff House, Point Lobos
8. Alamo Square Park..

Golden Gate köprüsü Amerika'nın simgelerinden birisi. Kaliforniya'nın en büyük 2. şehri olan San Francisco'nun ise en büyük simgesi. Yapımı 1870'lere kadar dayanıyor ama asıl olarak 1930'larda yapılmış. 1960'lara kadar da en uzun köprüymüş.

Buradan ayrılıp başka bir noktaya geçtik.
 
 

Uzun yürüyüşler yaptığımız bu yerde 2. dünya savaşından kalma sığınaklar vardı. Bu sığınaklar Japonya'dan gelebilecek tehlikelere karşı Pasifik Okyanus'unu gözetlemek için kurulmuş.
 
 Sarmaşık sığınağı saklamıştı

Köprüyü göre sığınaklardan birisi daha

Buradan ayrılıp yola devam ettiğimizde Amerika'da benim için bu senenin ilkleri olan geyikleri gördüm. Geçen sene geldiğimde bir ormanda gördüğüm iki geyikten sonra bunlar hem en yakın mesafeden gördüklerimdi hem de bu senenin ilkleriydi.

 Bunlardan sonra Marine Mammals istikametine saptık ama merkez kapalıydı.
 Bu fotoğrafı niye çektiğimi bilmiyorum

Merkez Amerika'da Şükran günü olarak kutlanan "Thanksgiving Day" den dolayı kapalı olsa da deniz aslanlarını kenardan görebildik. Sessiz olun işaretleri merkezin bir çok yerine uyarı olarak asıldığından çıtımız çıkmadı. Deniz aslanlarını ağlıyor gibi ses çıkarıyorlardı. Alışık olmadığımız bir ses olduğundan biraz garip geldi. Hatta benim içim acıdı, yakarıyor gibiydiler..

Merkezin civarında gezerken bu geyiklerle karşılaştık. Bizden korkup kaçacaklarını sandığımız bu geyikler hiç ürkek değillerdi.

Geyikleri geride bırakarak Golden Gate Köprüsü'nü bir başka açıdan izlemeye gittik.
 
 
 Sörfçüler buz gibi sulara salmışlardı kendilerini

 Martı her zamanki pek rahat

Tarihi köprünün altında sörf yapmak

Burada söfrçüleri uzun süre izledik. Dalgaları izlemek gibi onları da izlemek acaba şu dalgayı yakalayabilecekmiş gibi merak uyandırdığından keyifli.. İzlemesi keyifliyse sörf yapmak yorucu da olsa çok güzel bir duygu olmalı.
Buradan Köprü için başka bir noktaya daha geçtik:
Sahilden köprü manzarası farklı oluyor

Dalgaların ardı arkası kesilmiyordu. Her gelen bir sonraki gelecek olanın habercisi giibiydi..
Ben dalgaları izlerken eşim ayaklarını sokmaya cesaret etti. Dediğine göre çok soğukmuş..

Bu alan bizim için dinlenme alanıydı çünkü dağalara tepelere tırmandığımızdan oldukça yorulmuştuk. Dalgalar için küçük bir video ekleyeyim.

Buradan ayrılıp biraz iç tarafa girince San Francisco sokaklarının güzel bahçe düzenlemeleriyle karşılaştık..
 
 

Sokaklarda biraz gezdikten sonra son noktamıza doğru gittik.
 Köprüye farklı bir noktadan bakış

SF' de gün batarken

Amerika'ya geldiğimden beri en yoğun günlerden birini geçirdim. O kadar çok yol yürüdük ki. Bu yürüyüşlerin bir kısmının ormanlık alanda, bir kısmının trafikten uzak yerlerde olması yoğun ama çok yorucu olmamasına sebep oldu.

Biraz dinlenmek için okyanusun hemen dibinde, dalgaların izlenebileği yer olan, çokca da tercih edilen tarihi mekan "Cliff House" denilen yerde çaylarımızı içip kendimize biraz daha enerji depoladık.

Enerjiye ihtiyacımız vardı çünkü Black Friday denilen ve Amerika'da en karlı alışveriş gecesi sayılan, mağazaların sabaha kadar açık olup yılın en iyi indirimlerini yaptıkları geceye birkaç saat kalmıştı. Bizim de bu gece uğramak istediğimiz birkaç yer vardı. Bunun için evimize yakın olan alışveriş merkezi Vacaville olarak belirledik hedefi.

Hiç yorum yok: