12 Ocak 2013 Cumartesi

San Diego 5 - Old Town

Balboa Park gezisinin ardından biraz otelde dinlenip San Diego old towna gittik. Old Town'lar Amerika'da meşhur.
Caddede ilk gözümüze çarpan Sheriff's Museum oldu.

Gezdiğimiz gün yılbaşı olmasından dolayı birçok yer kapalıydı ama biz de artık ne kadar görebilirsek diye düşünüp devam ettik.
 Kovboylar

Sıradan bir Meksikalı derici dükkanına girdik.
 Deri Meksika şapkaları
 
Dükkandaki bu garip porselenler süs eşyası gibi dursa da bunların dini bir sembolu ifade ettiğinin farkına vardık. Pek sevimli değiller aslında.
Sapanlar ve yanlarında taşları

İlerlemeye devam ederken bu amcayla karşılaştık..
Meksika restaurantının önündeki Meksikalı eleman:)

 Her taraf buram buram Meksika kokuyor.
 

Tortilla pişiren bayan. Bizim gözleme kokusu gibi bir koku etrafı sarmıştı.

Burada herkes tortilla pişiyor.. Mısırdan yapılanı çok ağır koksa da diğerleri bizi gözleme kokusuyla memleketimize götürdü.
Bu kokular eşliğinde cadde boyunca yürürken dükkanlarda yine iskeletler farklı versiyonlarla karşımıza çıktı.
İskeletorlar

Gökyüzüne baktığımızda günnbatımının muhteşem olduğunu farkedip biraz yokuş yukarı caddelere doğru ilerlemeye karar verdik.
İşte bu anda "Sunset Point" te olmayı isterdim

Güneşi batırırken buradaki dekorasyon evleri de bizim ilgimizi çekti. Bu sokak dekore edilmiş eski evlerden oluşmuştu.

Buradan ana caddeye dönerken tarihi bir mekan daha bizi karşıladı. İçeri girdiğimizde anladık ki burası Mormon Evi'ymiş. Kilise tarzı bir yerdi. İlk göze çarpan 1800 lü yılların bayan giyim modellerinden biri olan uzun elbiseleri giymiş olan genç kızlardı. Biz geri çıksak mı derken kolumuzdan tutarcasına kız bizi içeriyi girmeye ikna etti. Mormonluğun bir tarikat olduğunu bir kaç hafta önce duymuştum. Bize orada biraz Mormonluğu anlattı. Hatta ben misyonerim, ne zaman isterseniz arayın bir misyoner arkadaşımız evinizi ziyaret edip, dinle ilgili sorularınıza cevap verebilir dedi. Biz istemiyoruz desek de, zorla elimize kartviziti tutuşturdu. Kız bayağı çalışkandı.
 Mormon Kilisesinin önü

Kilisenin içindeki tarihi Amerikan tüfekleri

Kiliseden ayrılıp ana caddeye tekrar indiğimizde karşılaştığımız bu sabuncu bizi mest etti: Neredeyse bütün sabunlar el yapımıydı.

Benim önce ne olduğunu anlamadığım bu ürünlerin hepsi sabun. Türkiye'de var mı böylesi bilmiyorum ama ben ilk defa bu kadar farklı tasarımlar gördüm. Sabunları pasta keser gibi keserek satıyorlar.
 Tam yemelik gibi duruyorlar
 
Amerikan Futbol ve Beyzbol Topu

Yapraklar

 
XOXO--Soap Handmade in California

  Bu alanda gerçekten iyi iş çıkarmışlardı, hepsi ayrı birer sanat eseriydi. Old Town gezisine biraz daha devam edip otele döndük.

Otele dönünce bahçede o kokuyu aldım yine. Davis'te 4 aydır sigara içen 3-4 kişi görmüşsem, San Diego'da birkaç gün içinde bu sayı bayağı arttı. Otelin içinde sigara içmek yasak, odalar da zaten non-smoking ama bahçede aldım ya o kokuyu, off ülkemdeki bazı mekanlarına sinmiş  o iğrenç koku aklıma geldi. Ne tiksindirici birşeydir o.

2 yorum:

Selcuk dedi ki...

"Beyzbol ve Tenis Topu" ? :)

Unknown dedi ki...

Hani bazen yazdığınla düşündüğün farklı olur ya, öyle olmuş. Başkasını bilemem ama bana çok olur. Dikkatine teşekkür ederim, düzelttim :)